Göksoy, açıklanan rakamların Türkiye tarihinde en büyük istihdam kaybı olduğunu ve işsizliği yansıttığını belirterek Covid-19 döneminde de işsizlik sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Göksoy, “Resmî rakamlara göre 10 milyonu geçen işsizlik oranı Geniş tanımlı rakamlara ve Disk-Ar’ın araştırmalarına göre 17,7 milyonu aşmıştır. Covit-19 korona virüsü 11 milyon iş kaybına neden olmuştur” dedi. Kovid-19 döneminde yaygın olarak işten çıkarma yerine işten çıkarmayı aratmayan uygulamaların getirildiğini ifade eden Göksoy, “Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği kullanılması nedeniyle milyonlarca işçi çalışmadığı halde istihdamda gözüküyor. TÜİK’in yöntemine göre kısa çalışma ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş arayamadıkları için işsiz sayılmıyor. Geniş tanımlı işsizlikle iş kaybı oranı yüzde 52,2’dir istihdam buna göre bir yılda 2 milyon 585 bin azaldı ve işbaşında olanların sayısı 7 milyon 109 bin azaldı. Covit-19’un yarattığı tahribatta kadın çalışan emekçiler başta olmak üzere kadınlar daha fazla etkilenmiştir” diye konuştu.
“ÖRGÜTLENME ALANIMIZ DARALIYOR”
Sendikaların örgütlü olduğu iş yerlerinde her geçen gün zayıfladığını anlatan Göksoy, açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Her geçen gün örgütlenme alanları da daraltılıyor. Sermayeden beslenen AKP iktidarı işçiden değil sermayeden ve işverenden yana çıkardığı mini paket ve yasal düzenlemelerle kölelik sistemini yaygınlaştırıp, meşrulaştırıp, yasalaştırıyor. Bu durumda işçilerin yıllardan beri bedeller ödeyerek kazanmış oldukları hakları sermayeye peş keş çektirilmek istenirken işçilerin iş güvenceleri işverenin insafına ve iki dudağı arasına bırakılmak isteniyor. İşçilerin emeği alın teri olan işsizlik fonuna ayrılan para bile işverenlerin lehine kullanılıyor yetmiyor kıdem tazminatınızda fona devretmeye çalışarak işçilerin iş güvencesi ve yıllardır birikmiş ikramiyeleri de yok edilmek istenirken sendikaları işlevsiz hale getirip örgütlü toplumları dağıtma girişimlerinde bulunarak sinsice kazanılmış hakları ve örgütlü sendikaları tasfiye etmek istiyorlar. DİSK geçmişten bu yana bu saldıralar karşısında sessiz kalmadığı gibi bu dönemde de pandemiyi ve ekonomik krizi fırsata çevirmek isteyen iktidara ve işverene karşı işçileri, işçilerin kazanılmış halklarına yönelik saldırılara karşı yine sesiz kalmayarak işçilere dayatılan çağdaş kölelik sistemini kabul etmeyecektir. Krizin ve pandeminin sorumlusu işçiler değil. Sorumlu olan yerelden, meclise, yöneticilere DİSK olarak işçilerin kazanılmış haklarını koruma adına sokaklarda alanlarda demokratik yasal meşru haklarımızı savunarak mücadele etmeye devam edeceğiz.” (Haber Merkezi)