İBRAHİM AYDEMİR
Koronavirüs sürecini herkes gibi evinde geçiren başarılı oyuncu karantina günlerinin iyi geçtiğini ve genellikle müzikle ilgilendiğini söyledi. Yağcı, “Karantina sürecinde dizi izledim, kitap okudum. Kalk Gidelim Eve adlı projemizi kendi imkanlarımızla, gerek telefon gerekse kameralarla ev ortamında doğal bir şekilde çekmeye çalıştık. Ama genellikle müzikle uğraştım çünkü müzik benim boşlamamam gereken bir yer. Daha önce dinleyip de havsalaya almadığım türküleri, havsalaya almaya çalıştım. Bu dönem benim için bir kazanım dönemi oldu” dedi.
Oyunculuğunun yanı sıra seslendirdiği türkülerle de beğeni kazanan Kerim Yağcı, çocukluktan beri müzikle büyüdüğünü ve ilgisinin çocukluğundan beri olduğunu ifade etti. Ailesinin müziğe olan ilgisine de değinen Yağcı, “Ben küçüktüm hatırlıyorum, bizim evde Kerkük Türküleri söyleniyordu. Bi nişan veya kına gecesi oluyordu, benim babamın halaları, annemin halaları ellerinde leğen ile tef çalar gibi evde kendilerine eğlence ortamı yaratıyorlardı. Buradan geliyor benim müziğe olan ilgim. Zaten anneannem çok eskiden Mardin’deyken bir ud üstadından ders almış. Biz de müzik çok eskiye dayanıyor” şeklinde konuştu.
“AMCAM BU YOLA GİRMEMDE EN BÜYÜK ETMEN”
Rol aldığı dizilerde oynadığı karakterlere hayat veren Kerim Yağcı, oyunculuk serüvenin nasıl başladığını şu sözlerle anlattı:
“Oyunculuk çocukluk hayalim miydi? Bence çocukluk hayal kuracak bir yaş değil çünkü yine kendini bilme süreci başlamak zorunda. Çocukken tiyatroya çok gittim. Amcam sağolsun, bu yola girmemde en büyük etmendir. Ankara’da Pazar günleri Ankara Devlet Tiyatrosu’nda gündüz benim için çocuk oyunu izledik, sonra da büyük oyunu izledik. Onun çok etkisi oldu. Daha sonra 7-8’li yaşlarda Ankara’da Halk Evi Tiyatrosu’nda amatör olarak tiyatro hayatım başlamış oldu. Oyunculuk serüvenim böyle başladı.”
Son üç çalışması olan Güzel Köylü, Hanım Köylü ve Kalk Gidelim dizilerinin Muğla’da çekilmesi ile ilgili sorulan soruya Kerim Yağcı, “Ege’yi çok seviyorum. Tabi bu profesyonel bir oyuncunun Ege dizilerini tercih etmesindeki sebebi olamaz. Biz Muğla dizilerinde ekip olarak çok başarılı işler çıkardık. Ben de o ekibin içinde olduğum için son çektiğim dizilerin hepsi Muğla’da çekilmiş oldu. Aslında tamamen denk geldi diyebiliriz” yanıtını verdi.
“ANONİM TÜRKÜ KONUSUNDA ÇOK HASSASIM”
Başarılı oyuncu dizilerde seslendirdiği türkülerin nasıl belirlendiğine dair bilgi vererek, “Dizide seslendirdiğim türküler, senaryodaki hikayenin akışına göre belirleniyor. Hikayenin konusuna göre senaristler tarafından belirleniyor ve karşılıklı görüş alışverişiyle netleştiriyoruz. Bazen de bana soruyorlar, “Bi türkü lazım, ne olsun?” Benim o hafta içimden bir türkü söylemek geliyorsa, biraz da hikayeyle bağdaştırabiliyorsam onu söylüyorum. Türkünün anonim olmasına çok dikkat ediyoruz çünkü ben çok hassasım o konuda. Tabi ki türkü fonundaki bütün eserlere saygım var ama anonim türkü konusunda biraz hassasım ve o konuda milliyetçiyim” diye konuştu.
Seslendireceği sahneleri, sahne çekilmeden en az iki gün öncesinden prova yaptığını belirten Yağcı, seslendirdiği türkünün mekanik olarak değil de en doğal haliyle izleyiciye yansıması için çok dikkat ettiğini belirtti.
“EN KEYİF ALDIĞIM PROJE….”
Profesyonel oyunculuk kariyerinden birçok farklı projede yer alan ve oynadığı rollerle adından söz ettirmeyi başaran Kerim Yağcı, bugüne kadar en keyif aldığı çalışmanın Ekmek Teknesi olduğunu söyledi. Yağcı, “Profesyonel oyunculuk kariyerimde ilk eğitim dönemim olduğu için Ekmek Teknesi’nin yeri ayrıdır. Bu dizide hem sinema adına hem oyunculuk adına çok şey öğrendim. Rahmetli ustamız Savaş Dinçer, Sermin Hürmeriç gibi değerli birçok ustamızla çalıştım ve hepsinden ben bir şeyler öğrenmeye çalıştım. İlk işi olandan bile bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Benim için en keyif aldığım yer, öğrendiğim yer aslında, çünkü öğrenmenin sonu yok. Keyif işi de bence sonsuzluk” dedi.
“ŞENER ŞEN’LE OYNAMAK İSTERDİM”
Başarılı oyuncu Kerim Yağcı, oyunculuk kariyerinde birçok usta isimle birlikte çalışmak istediğinin altını çizerek, “Aynı filmde yer almayı istediğim oyuncular var tabii. Şener Şen ile oynamak isterdim. Ali Sürmeli’yi çok severim zaten aynı bir sinema filminde birlikte rol aldık. Güzel Köylü’de Ahmet Mümtaz Taylan’la çalıştım. Oyunculuk anlamında Ahmet abiden de öğrendiğim çok şey oldu” ifadelerini kullandı.
Müzikal anlamda kimleri inleyip dinlemediği yönünde sorulan soruya ise başarılı oyuncu şu şekilde yanıt verdi:
Müzik sonu olmayan bir şey aslında. Ben doğru müzik dinlediğim zaman keyif alıyorum. Şimdi doğru müzik kime göre diye soracaksınız? Doğru müzik; saçmalamayan, tadında olan, dokusu bozulmayan ve değiştirilmeyen müziktir. Birkaç örnek verecek olursak; Anadolu’nun Kayıp Şarkıları var. Nezih Ünen’in yaptığı ve sinema tadında olan bir çalışma. İnsanlara Muharrem Ertaş’ı ve Ahmet Yurt Dede’yi tanıttı. Kazancı Bedih’in yıllar önce okuduğu bir gazeli, Naci Yoluk okudu. Ama dinlemekten keyif aldığım gruplar ve müzisyenler var. Ben tüylerimi kabartan, beni ağlatabilen ve güldürebilen müzikleri seviyorum. Erkan Oğur’dan perdesiz gitar ve kopuz eğitimi aldım. Erkan Hoca’yı dinlemeyi seviyorum. Onun çaldığı enstrümanı dinlemeyi severim.