Seçer, Erdemli’nin Arslanlı Mahallesi’nde bir serayı ziyaret ederek, kadın üreticilerle birlikte domates hasadı yaptı, üreticilerin sorunlarını dinledi. Türkiye’de ve Mersin’de tarımın durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Seçer, tohum, ilaç, gübre, akaryakıt gibi girdi maliyetlerinin yüksekliğinin üreticiyi mağdur ettiğini söyledi. Tarıma devlet desteğinin yanı sıra belediyelerin de destek vermesi gerektiğini ifade eden Seçer, “Biz de Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bazı ayni yardımlar yapıyoruz, fide fidan, sulama borusu yardımları yapıyoruz, ortak projeler yapıyoruz. Ata tohumlarının yaygınlaştırılması, yaşatılması konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
“KADIN ÜRETİCİLERİ KOOPERATİFLER YOLUYLA DESTEKLİYORUZ”
Kooperatifçiliğin insanlara güç birliği oluşturmayı öğrettiğini, hem girdi maliyetini düşüren hem de üretilen ürünün daha yüksek değerden satılmasını sağlayan bir organizasyon olduğunu vurgulayan Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kooperatifçiliği desteklerini de kaydetti. Seçer, “Özelikle kadın üreticileri destekleme amaçlı yeni kurulan MERSİNDEN Kadın Kooperatifi’ne önemli katkılar sunmaya çalışıyoruz. Yine Eshab-Kehf Zeytin Salamura Kooperatifimiz var. Mersin Büyükşehir Belediyesi oraya ortak. Oraya da destek veriyoruz. Pandemi döneminde dağıttığımız gıda yardımları içerisinde zeytin de vardı. O zeytinin birçoğu o kooperatifte üretilen zeytinlerdi. Her yönüyle tarıma, üretime destek vermemiz gerekiyor. Kadın kooperatifi çok değerli çalışmalar yapıyor. Silifke'de Gazi Çiftliği, Milli Eğitim, Kaymakamlık, MERSİNDEN Kadın Kooperatifi ve Büyükşehirin protokolüyle kadın üreticilerimize eğitim veren atölyelere dönüştü. Güzel, kaliteli bir çalışma. Bunlar yaygınlaşacak” ifadelerini kullandı.
60 AİLEYE BİN 500 KOYUN VE KEÇİ
Mersinli çiftçilere sulama borusu dağıtımlarının devam ettiğini söyleyen Başkan Seçer, şunları söyledi: “Toprakla suyun buluşması lazım ki, ürünlerden kalite, verim alalım. Bunu devam ettireceğiz. Bu yıl 60 kilometre boru dağıtımı oldu, gelecek yıl daha da artacak. Diğer taraftan bu bölgeye birçok zeytin, avokado, çiçek, lavanta fidesi, nergis soğanı, hatta incir fidesi dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Üretimi arttırabilmesi için birçok bölgenin kendine ait çeşitlerinin dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Yine hayvancılıkta projelerimiz var. Bu yıl devreye koyacağımız hayvancılık projesi ile 60 ailemiz kendi işletmesini kuracak. 25 koyun ya da keçi ile başlayacak. Bu bölgede uygun çeşitleri kendilerine vereceğiz. Üreticiler seçilecek. Tabi biz bu işi bilen ama sermayesi olmayan ailelere bu yardımı yapacağız. Paydaşlarımız var, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Veterinerler Odası, Koyun Keçi Damızlık Üreticileri Birliği, bütün bu paydaşlarla bu çalışmayı sürdüreceğiz. Tarımı ayrı bir yere koyuyoruz. Mersin zaten buna çok müsait. Belediye yönetimi olarak da buna müsaitiz”
“BETONLA PARA KAZANAN DEĞİL, ÜRETEREK PARA KAZANAN İŞADAMI”
Türkiye’nin ve Mersin’in mutlaka üretmesi gerektiğine değinen Seçer, “Yan gelip yatarak, paradan para kazanma değil bizim derdimiz, üretim yapmak. Ben kentin çarpık kentleşmesini, aşırı betonlaşmasını istemiyorum. Kent, kent gibi olmalı, üreten bir kent olmalı. Mersin’e gelecek yatırımcıyı ceketimin önünü ilikleyerek karşılarım sözünü verdik, sözümüzün arkasındayız ama benim için betonla para kazanan değil, üreterek para kazanan işadamı önemli. Gelecek burada yatırım yapacak, vatandaşım gidecek iş bulacak, üretim buradan gemilere yüklenecek, uluslararası pazara gidecek, döviz gelecek. Böyle üretimle Türkiye ekonomisi kalkınır. Suni büyümelerle, borçlanmayla, betonlaşmayla, inşaat sektörünün artmasıyla olmaz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)