Naci Sapan | Aldatılma üzerine! | Güney Gazetesi Mersin
Naci Sapan

Aldatılma üzerine!


Kim, kimi neden, niçin aldatır?

Bugünlerde en fazla iktidarın muhalefeti kandıracağı, kandırmak üzere planlar yapıldığı üzerine tartışmalar yürütülüyor. Sokakta, caddede, kafede, evde, TV kanallarına tartışma programlarında birinci gündem maddesi olarak hayatımıza yansıyan olumsuzluklar sadece bununla sınırlı değil.

Bir ‘Gazeteci’ DEM Partiye ait 27 belediyeye kayyum atanacağını yazıyor, ortalık karışıyor. O gazeteci de dâhil olmak üzere, ondan alıntı yaparak haberin daha geniş kitlelere duyuran başka gazeteciler, kayyum atamasının bir demokrasi ayıbı, aynı zamanda halkın iradesinin gaspı olduğunu, bu uygulamanın Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Türkiye’ye yakışmadığını yazmıyor. Aksine körüklüyor.

Bu kadar borçlanmanın varlığının söz konusu olduğu, bunun hesabının verilmesi gerektiğini sorması gereken gazeteciler, kayyım atamasına zemin hazırlarcasına ataklar geliştiriyor. Cumhurbaşkanı ile ana muhalefet partisinin Genel Başkanı arasındaki resmi ve olması gereken görüşmeyi darbeleyerek, ‘Kandırma, aldatılma’ gibi anlamlar yüklüyor.

Cumhurbaşkanı, aynı zamanda AK Parti Genel Başkanının bu saatten sonra makamdaki kalan süresini ülke adına doğru kararlar alarak tamamlamak durumunda olduğunun elbette ki farkındadır. Bunun içinde ana muhalefet partisi ile doğru zeminde buluşmak, görüşmek, ülkenin huzuru için bir yol haritasının kamuoyuna sunulması gerekiyor. Böyle olduğunda aldatılma, kandırılma gibi konuları tartışmanın, konuşmanın hiçbir anlamı yok.

Böyle bir durum söz konusu olduğunda Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları, Genel Başkanı, üyeleri, tabanı, parti meclisi elbette ki gereken tavrı koyabilecek kapasitede ve olgunluktadır. En fazla da Yeni bir Anayasa meselesinden kaynaklı bir tartışma var. CHP’nin tavrı belli zaten. Mevcut Anayasanın uygulanmadığı bir ortam da yeni bir anayasanın yapılamayacağının net bir şekilde ifade edilmiş olması, haksız, hukuksuz yere cezaevinde tutulan siyasetçi, akademisyen, hukukçuların serbest olmadığı bir Türkiye’de yeni bir Anayasa için ortaklaşmak elbette ki mümkün değil. Toplumsal mutabakatın söz konusu olmadığı bir zamanlama olmadığı sürece CHP’nin iktidarın dümen suyunda yol yürümesinin mümkün olmadığını, olmayacağını mevcut yönetimin yürüttüğü politikadan anlamak mümkün.

O zaman neden aldatma, neden kandırma yâda kandırmaca söz konusu olsun.

Herkesin kendine göre aklı, izanı var.

Halka rağmen, halkın istemediği kararların alınması sosyal demokratların işi değil.



ARŞİV YAZILAR