"Ölmek değil yaşamak istiyoruz" | Güney Gazetesi Mersin

"Ölmek değil yaşamak istiyoruz"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından alı konularak 20 gün boyunca cinsel istismara uğrayan ve intihar eden İpek Er için adalet talebinde bulundu.




ESRA ŞASİ YAĞMUR

 

Mersin’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi kadınlar, Batman'da Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından alı konularak 20 gün boyunca cinsel istismara uğrayan ve intihar eden İpek Er için adalet talebinde bulundu. Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda 'Asla yalnız yürümeyeceksin' yazılı pankart açan kadınlar Musa Orhan'ın tutuklanmasını istediler.

Platform üyesi Fatma Menteş, Musa Orhan'ın toplum baskısının ardından tutuklandığını ve bir hafta sonra serbest bırakıldığını anımsatarak failin neden serbest bırakıldığını ve sürecin neden gizlilikle yürütüldüğünü sordu.

"Neden İpek’in yaşadığı şiddetin ve ölümünün üstü örtülüyor?" diye soran Menteş, " Cinsel şiddet uygulayan, fiziksel şiddet uygulayan faillerin her biri “İstediğin yere şikayet et, bana bir şey olmaz. Daha öncede yaptım” gibi cümleler kurabiliyor. Kadına yönelik şiddet karşısındaki cezasızlık, yetkililerin titizlikle süreci işletmemesi sonucu böyle oluyor. Cezasızlığın yayılması, kadınlara şiddet uygulanabilir fikri vererek failleri cesaretlendiriyor. İpek’in yaşadıklarının ardından Musa Orhan'ın onca delile rağmen savcılığın baronun itirazlarına rağmen hala serbest bırakılmasının arkasında ne var? Toplumun sorduğu sorulara bir yanıt verilememesi işte cezasızlığı ve şiddeti normalleştiriyor" dedi.

Toplumun sosyal medya üzerinden adaletin peşine düştüğünü kaydeden Menteş, "Biz böyle olsun istemiyoruz. Mahkemeler sosyal medyaya göre karar versin demiyoruz ama tüm toplumun bildiği konular gizlilikle, şüpheler içinde yürütülünce açığa çıkarmak için sosyal medyaya sarılıyor insanlar: Bunu görün. Faillere cesaret veren, "yaparım bir şey olmaz" denmesini sağlayan şey gerçek adaletin sağlanmaması, cezasızlığın olması hatta Musa Orhan'ın tutuklanmamasıdır" diye konuştu.

 

"SÜREÇ ŞEFFAFLIKLA YÜRÜSÜN"

Platform üyesi Güneş Doğdu ise, sürecin bütün açıklığı ile yürütülmesi gerektiğini belirterek, İpek Er'in gündemde tutulmasından kimsenin rahatsızlık duymaması gerektiğini ifade etti.  Doğdu, "Şiddet uygulayan hiçbir erkek mesleğine, konumuna, tanıdığı "dayılarına" güvenemesin. En ufak bir şüphe olmaması için de tüm süreç şeffaflıkla yürüsün.

İpek Er’in gündemde tutulmasından kimse rahatsız olmasın. Hangi arkadaşımıza saldırı olsa onu gündem etmeye devam edeceğiz. Bir rahatsızlık konuşulacaksa o da bunca gelişmeden sonra hala Musa Orhan'ın serbest bırakılmasından doğan toplumun rahatsızlığıdır" dedi.

 

"ÖLMEK DEĞİL YAŞAMAK İSTİYORUZ"

Kadına yönelik şiddetin son bulması için İstanbul Sözleşmesi'nin etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini vurgulayan Doğdu, "İstanbul Sözleşmesi cezasızlığın karşısında var, hiçbir kadının kendini yalnız hissetmemesi için var, şiddetin normalleştirilmemesi için var, kadınlar korunsun, güçlensin, yaşasın diye var. Erkekliğin sırtını dayayacağı bir yer olmaması için var. Biz kadınlar olarak geleceğimizi inşa etmeye çalışırken şiddet tehdidiyle, cinsel saldırı tehdidiyle, ölüm tehdidiyle burun buruna yaşamak istemiyoruz! Ölmek istemiyoruz! Yaşamak İstiyoruz! İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmaya açılmasının sonucudur İpek’in yaşadıkları ve onca itiraza rağmen hala Musa Orhan'ın tutuklanmayışı.  Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi'nin her bir maddesini uygulatana kadar meydanlarda olacağız. Kadınlar bilsin, asla yalnız yürümeyeceksiniz" şeklinde konuştu.

 

"FAİLLERE CESARET VERMEYİN"

Gaziantep'te şüpheli bir şekilde ölen 17 yaşındaki Duygu Delen'in ölümünün ardındaki gerçeklerin de açığa çıkarılmasını isteyen platform üyesi Güneş Doğdu, açıklamasına şöyle devam etti : "Duygu Delen kardeşimizi de unutturmayacağız. Peşindeyiz. 17 yaşındaydı Duygu, gencecikti. Nasıl öldü bilemiyoruz diye bir adalet olamaz. Şiddet suçtur, tehdit suçtur, intihara sürüklemek suçtur. Ve Duygu'nun atılmış olabileceği büyük şüphesi ortada asılı duruyor. Biz Şule Çet cinayetini açığa çıkardığımız gibi Duygu'nun ölümünü de açığa çıkartacağız.

Biz her gün kadınlar için adalet aramak zorunda kalıyoruz! Eşitliği kazanacağımız geleceğimizi gelin birlikte var edelim. Bize karanlığı anlatanlara karşı söylüyoruz; yılgınlık, umutsuzluk yok. Kadın cinayetlerini durduracağız, eşitliği kazanağız!

Ve tüm bunlar için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız.

Bir kez daha söylüyoruz: Faillere cesaret vermeyin Musa Orhan'ı tutuklayın."